Bu yazıda size Venezuela’nın en farklı ve şaşırtıcı yerlerinden birinden, Karakas’ın 65 km batısında yer alan Colonia Tovar isimli küçük bir kasabadan bahsetmek istiyorum. Peki bu kasabayı bu kadar özel kılan ne? Burası Venezuela’nın ortasında karşınıza çıkan küçük bir Alman kasabası. Evet, yanlış okumadınız! Colonia Tovar’ın oldukça ilginç bir hikayesi var.
Colonia Tovar’ın Tarihi
Colonia Tovar’ın tarihi 1800’lerin ortalarında başlasa da aslında hikâyesi Venezuela’nın İspanya’ya karşı verdiği bağımsızlık mücadelesine kadar uzanır. Venezuela, 5 Temmuz 1811’de bağımsızlığını ilan ettikten sonra yıllar boyunca İspanyol güçleriyle savaşmış ve bu süreçte ciddi bir nüfus kaybı yaşamıştır. Bu nedenle 1830’lu yıllar, ülkenin azalan iş gücünü yeniden toparlamak için göçün teşvik edildiği bir dönem olmuştur.

Öncelikle göçmenlerin ülkenin hangi bölgelerine yerleştirileceği belirlenmeliydi. Yapılan araştırmalar ve görüşmeler neticesinde Cordillera de la Costa’da ve ortalama 1800 metre yükseklikte bulunan verimli toprakların iyi bir seçenek olduğuna karar verildi. Bölgedeki topraklar Tovar ailesine aitti. Aileyle görüşmeler yapıldı ve bu görüşmeler neticesinde Tovar ailesi sahip oldukları toprakların bir kısmını gelecek olan göçmenlere vermeyi kabul etti. Böylece ilk göçmenlerin nereye yerleşeceği sorunu çözüme kavuşmuş oldu.
Göçmenlerin nereye yerleştirileceği konusunu çözüme kavuşunca sıra göçmen bulmaya gelmişti. O dönemki Venezuelalı yetkililer özellikle Avrupa’dan göçmen getirmeyi arzuluyordu. Çünkü Avrupa kıtasındaki insanlar bilim ve tarım konularında oldukça iyiydi. Yapılan araştırmalar neticesinde öne çıkan ilk alternatiflerden biri Almanya olmuştu.
Almanya’ya giden yetkililer burada birçok görüşme yaptı ve sonunda Fransa sınırına yakın Endingen bölgesinde yaşayan insanların Venezeula’ya göç etme konusunda ikna edilebileceğine karar verdi. O dönemde Endingen Fransa sınırına yakın olması sebebiyle Fransız tehlikesini ciddi şekilde hissediyordu. Ayrıca artan nüfus ve azalan tarım alanları nedeniyle bölgede ciddi bir fakirlik de söz konusuydu. Bölge halkıyla görüşmeler yapıldı. Yapılan bu görüşmeler neticesinde bölgede yaşayanlar Venezuelalı yetkililerin tekliflerini kabul edip anlaşmaları imzaladı. Böylece Almanya’dan Venezuela’ya doğru giden göç hikayesi başlamış oldu.
Alman Göçmenlerin Venezuela’ya Gidişleri
Takvimler Aralık 1842’yi gösterdiğinde, kaynaklara göre sayısı farklılık gösterse de yaklaşık 380 kişiden oluşan bir grup Colonia Tovar’a doğru yola çıktı. Göçmenler önce Ren Nehri boyunca ilerleyip Fransa’nın Le Havre bölgesine geldiler. Burada onları Venezuela’ya götürmek için Clemence adlı bir Fransız gemisi bekliyordu. 19 Ocak 1843 tarihinde göçmenler Clemence’e binerek Venezuela’ya doğru yola çıktılar. Takvimler 4 Mart 1843’ü gösterdiğinde Venezuela’nın La Guaira limanına ulaştılar; ancak burada yapılan bir rota değişikliği nedeniyle gemi Choroni’ye yönlendirildi.
Yolculuk oldukça zorluydu. Ne yazık ki yolculuk sırasında gemide çiçek hastalığı (smallpox) salgını başlamıştı. Bu nedenle yolcular Choroni’de gemiden hemen inemediler. Yaklaşık 2,5 hafta gemide karantinada tutuldular. 31 Mart 1843’te karantina sonlandırıldı. Gemiden inen göçmenler önce Maracay’a ve ardından La Victoria’ya gittiler. Burada Venezuela Devlet Başkanı Carlos Soublette tarafından karşılandılar. Bu sıcak karşılama ve törenler sonrasında göçmenler yolculuklarına devam etti.
Takvimler 8 Nisan 1843’ü gösterdiğinde yolculuk sona erdi ve göçmenler yeni evleri olan Palmar del Tuy’a ulaştılar. Yaklaşık 4 aydır yolda olan göçmenler artık yeni topraklarındaydılar. Onlar için artık uzak kıtada yeni bir hayat kurma zamanıydı.
Colonia Tovar’a ilk yerleşen bu göçmenler arasında ressam Ferdinand Bellermann, doğa bilimci Carl Ferdinand Appun, jeolog Hermann Karsten ve yazar Friedrich Gerstäcker gibi önemli bilim insanları ve sanatçılar da vardı. Bu isimlerin bir kısmı bilimsel çalışmalar için bölgeye gelmiş ve Colonia Tovar’ın kuruluş döneminde etkili olmuştur.

8 Nisan Colonia Tovar’ın kuruluş günü kabul edilir ve her sene kasabada coşkuyla kutlanır. Eğer siz de gezinizi bu güne denk getirebilirseniz Venezuela’nın ortasında Alman gelenekleriyle dolu ir festivale tanıklık edebilirsiniz.
Colonia Tovar’da Gezilecek Yerler
Venezuela’daki bu küçük Alman kasabasını görmek için günübirlik bir gezi yeterli olacaktır. Eğer daha yavaş ve sakin bir gezi düşünüyorsanız bir gece de konaklayabilirsiniz. Peki, Colonia Tovar’da nereleri gezmelisiniz?

Gezinize Colonia Tovar’ın kalbinde yer alan Iglesia San Martín de Tours adlı ikonik Katolik kilisesinden başlayabilirsiniz. Kasabaya gelen ilk yerleşimciler, geldikten sadece birkaç ay sonra buraya küçük bir şapel inşa etmiş. Zaman içinde birçok kez yenilenerek bugünkü görünümüne kavuşan kilise, bugün Ulusal Tarihi Anıt statüsünde ve kasabanın en etkileyici yapılarından biri olarak öne çıkıyor. Colonia Tovar’ı ziyaret ediyorsanız, bu tarihi kiliseyi listenizin en üst sırasına eklemeyi unutmayın. Hem mimarisi hem de atmosferi gerçekten büyüleyici.

Colonia Tovar’da mutlaka görmeniz gereken bir diğer nokta ise kilisenin önünden başlayıp kasabanın derinliklerine doğru uzanan pazar yeri ve sevimli sokaklar. Bu pazarda yerel satıcıların el emeği ürünlerini keşfedebilir, beğendiklerinizi oldukça uygun fiyatlara satın alabilirsiniz. Sokaklarda ilerledikçe ise kendinizi adeta Almanya’nın küçük bir kasabasındaymış gibi hissedecek, Güney Amerika’da olduğunuzu bir anlığına tamamen unutacaksınız.

Colonia Tovar’dan ayrılmadan önce kasabada bulunan müzeyi mutlaka ziyaret etmenizi öneririm. Burada kasabanın kuruluş dönemine ve o yıllardaki günlük yaşama dair pek çok iz bulabilirsiniz. Sergiler sayesinde ilk yerleşimcilerin nasıl bir hayat sürdüğünü öğrenmek, bugünkü Colonia Tovar’ın kültürünü ve atmosferini çok daha iyi anlamanıza yardımcı olacaktır.

Bunların dışında, isterseniz kasabanın çevresindeki yürüyüş rotalarını keşfe çıkabilirsiniz. Doğayla iç içe bu keyifli yürüyüşler sırasında yemyeşil vadileri ve ormanları görebilir, kuş cıvıltıları eşliğinde kasabanın etrafındaki huzuru hissedebilirsiniz. Ayrıca bu bereketli toprakların ilk göçmenler tarafından neden seçildiğini gözlerinizle görmek de ayrı bir deneyim olacaktır.
Colonia Tovar’da Ne Yenir?
Buranın küçük bir Alman kasabası olması akla hemen etleri, sosisleri ve biraları getiriyor. Haksız da sayılmazsınız. Colonia Tovar bu lezzetleri denemek için oldukça doğru bir yer.
Bizim yemek için tercihimiz Rumbach Restoran oldu. Arkadaşlarımız burayı bildiği için soluğu direkt burada aldık ve sonradan öğrendim ki restoran oldukça popülermiş.

Restorana girer girmez geleneksel Alman kıyafeti giymiş bir garson kadın bizi masamıza yönlendirdi. Menü oldukça genişti ve ne sipariş vereceğime karar vermeye çalışırken garsonun önerisiyle tercihim “Plato Tipico Aleman” adlı yemekten yana oldu. İçinde domuz pirzola, domuz dizi, iki çeşit sosis (Polonya ve beyaz sosis), patates ve lahana kavurma bulunan büyük bir tabaktı. Hem lezzeti hem de doyuruculuğu ile gözünüzü ve midenizi aynı anda tatmin edebilecek nitelikteydi.

Yaklaşık üç milyonluk nüfusuyla Caracas, Venezuela’nın en büyük şehridir. Ülke nüfusunun neredeyse %10’una ev sahipliği yapan başkent, doğal olarak oldukça hareketli bir yerdir. Caracas hakkında daha fazla bilgi için şu makaleme göz atailirsiniz: Venezuela’nın Kalbi Karakas