Ren Nehri üzerinde bulunan Köln, Almanya’nın en önemli ticari ve kültürel şehridir. Avrupa’nın en büyük katedrallerinden birine ev sahipliği yapan, festivalleriyle birçok farklı insanı kendine çeken, zengin müzeleriyle kültürel bir cazibe noktası olan Köln gezmesi oldukça keyifli bir şehirdir.
Köln’de Nereye Gitmeli, Nereleri Görmeli?
Köln, yılın her günü oldukça hareketli olan bir şehir. Köln; her adımda yeni bir keşif ve heyecan sunan, enerjisi, tarihi dokusu ve kültürel zenginlikleriyle zamanın nasıl geçtiğini unutturan, renkli caddeleri, tarihi binaları ve hareketli meydanlarıyla ve rengârenk sokaklarıyla hem gezginler hem de yerel halk için hayat dolu bir atmosfer sunan bir şehirdir. Her köşesinde farklı bir hikaye bulunan bu şehri gezerken çok keyif alacaksınız.
Köln Katedrali (Kölner Dom)
Şehir merkezindeki Merkez İstasyonu’ndan (Hauptbahnhof) çıktığınızda sizi heybetli görünüşüyle Köln Katedrali (Kölner Dom) karşılar. Katolikler için önemli bir ibadethane olan Gotik tarzdaki bu tarihi yapının inşaatına 1248 yılında başlanmış ve inşaat tam 632 yıl sürmüş. İnşaat 1880 yılında tamamlanmış. Büyüleyici mimarisi ve 157 metreye ulaşan yüksekliğiyle katedral, Kuzey Avrupa’nın en etkileyici yapılarından biridir.
Hohenzollern Köprüsü (Hohenzollernbrücke)
Köln’e gidiyorum dediğinizde arkadaşlarınızın size “Orada bir köprü var, insanlar üzerine asma kilit asıyorlar. Sen de yanında asma kilit götür, orada asarsın.” dediği köprü, işte bu köprü. Almanya, İsviçre, Fransa gibi birçok ülkeyi gezen Ren Nehri üzerinde bulunan Hohenzollern Köprüsü (Hohenzollernbrücke), 1907-1911 yılları arasında inşa edilmiş. Rengiyle ve çelik mimarisiyle bir hayli etkileyici. Uzunluğu 400 metreden fazla olan köprü yaya geçişine de açık olduğu için her daim kalabalık ve renkli. Köprünün her iki ucunda birer atlı heykel göreceksiniz. Oldukça ihtişamlı görünen bu heykellerden batı ucundaki Kaiser Wilhelm 2’ye, doğu ucundaki ise Kaiser Friedrich 3’e ait. Kaiser Wilhelm 2 ismini tarih derslerinden hatırlıyor olabilirsiniz. Kendisi son Alman imparatoru ve Prusya Kralı’ydı. Bu köprünün İkinci Dünya Savaşıyla ilgili de ilginç bir hikayesi var. Savaş sırasında şehir defalarca bombalanmış olsa da Hohenzollern Köprüsü bombalamalardan sağ salim kurtulmayı başarmış. Gelin görün ki Almanlar müttefiklerin geçişini engelleyebilmek için 6 Mart 1945’te köprüyü patlatmış. Neyse ki Hohenzollern Köprüsü bugün şehrin her iki yakasını bağlamaya ve aşk kilitleriyle de sevdalılara yardımcı olmaya devam ediyor.
Ehrenfeld Bölgesi
Ehrenfeld Bölgesi Köln şehrinin renkli ve hareketli yüzüdür. Burada yürürken bir anlamda turist olmayı unutur, şehrin kılcal damarlarında dolaştığınızı hissedersiniz. Bir şehri gezmeyi müze ve ibadethane görmenin ötesinde tanımlayanlar bu bölgeden oldukça keyif alacaktır. Yapmanız gereken; bölgedeki sokaklarda kaybolmak, bir kafede oturup soluklanmak, sokak sanatçılarının murallarla ve grafitilerle renklendirdiği sokak duvarlarını görmek. Geri kalan her şeyi Ehrenfeld Bölgesi size sunacaktır.
Ludwig Müzesi
Ludwig Müzesi, seyahatleri sırasında çağdaş sanat eserlerini ve bu eserlerin sergilendiği müzeleri görmeyi tercih edenlere oldukça tatmin edici bir deneyim sunuyor. Köln seyahatinizde bu müzeye birkaç saat ayırmanızı tavsiye ederim. Picasso, Roy Lichtenstein, Andy Warhol, Natalia Goncharova, Mikhail Larionov gibi birçok ünlü isme ait eserlerin yanında çağımızın yeni sanatçılarına ait eserleri görme şansınız olacak. Zarif ve çağdaş bir mimariye sahip müzeyi keyifle gezeceğinizden eminim.
Romisch Germanisches Müzesi (RGM)
Romisch Germanisches Müzesi tarihe meraklı olanlar için tam bir cennet. Müzenin zengin Roma-Germen ve tarih öncesi koleksiyonları ziyaretçilerin meraklı gözlerini doyuracak nitelikte. Büstlerle, heykellerle, cam eserlerle, mozaiklerle ve daha niceleriyle dolu sergi alanları arasında gezinirken adeta zamanda bir yolculuk yapıyorsunuz. Güncelleme: Müze şu anda Belçika Evi’nde hizmet veriyor. (Cäcilienstraße 46, 50667 Köln)
Wallraf-Richartz Müzesi
Ortaçağ’dan yirminci yüzyılın başına kadar geçen sürede üretilmiş sanat eserlerine meraklı olanlar Wallraf-Richartz Müzesi’ne mutlaka uğramalı. Müzenin ismi Ferdinand Franz Wallraf ve Johann Heinrich Richartz isimlerinden geliyor. Wallraf müzenin oluşmasını sağlayan ilk koleksiyonların sahibi, Richartz ise müzenin ilk binasını bağışlayan kişi. Bugün müze yeni ve sade görünüşlü binasında misafirlerini ağırlıyor.
Hohe Caddesi
Köln’ün en canlı ve kalabalık caddelerinden bir tanesi. Sağlı sollu birçok mağazanın bulunduğu caddede farklı markaları bulmak mümkün. Kendinize ve sevdiklerinize hediyeler alabileceğiniz bu caddede birkaç saat geçirerek şehrin hareketli gündelik hayatına dahil olabilirsiniz.
Çikolata Müzesi (Schokoladenmuseum)
Köln’ün en tatlı müzesine hoş geldiniz. Çikolata aşığı Hans Imhoff (1922-2007) tarafından 1993 yılında açılan Çikolata Müzesi’nde (Schokoladenmuseum) çikolatanın tarihi, nasıl üretildiği ve nasıl satıldığıyla ilgili birçok farklı süreci ve materyali görebilirsiniz. Özellikle çocukların yoğun ilgi gösterdiği müze yetişkinler için de bir hayli eğlenceli. Müze çikolatayla ilgili olunca insan ister istemez müzeden elinde bir paket çikolatayla ayrılıyor.
Son Bir Bilgi – Köln ve Kolonya
Bu şehir aynı zamanda Eau de Cologne’un (Kolonya) doğum yeri olması nedeniyle parfüm dünyasında özel bir yere sahiptir. 18. yüzyılda Giovanni Maria Farina (1685 Santa Maria Maggiore, İtalya / 1766 Köln, Almanya) tarafından yaratılan bu hafif, turunçgil aromalı koku, adını şehrin adından almıştır ve o zamandan beri parfüm endüstrisinde temel bir ürün haline gelmiştir. “Kolonya” ismi, geniş bir parfüm kategorisini temsil edecek şekilde evrilmiş olsa da her şey Farina’nın yenilikçi karışımıyla başlamıştır.
Geri bildirim: Köln’de Nerede Ne Yenir? - culinistanbul.com