Günün ilk ışıkları dağların üzerinden yeni süzülüyordu. Kaldığımız odanın penceresini araladığımızda dağlardan gelen serinlik hafifçe yüzümüze dokundu. Kafamızı dışarı çıkarıp gökyüzüne baktığımızda ortada tek bir bulutun bile olmadığını gördük. O an anladık; Columbia Buzul Alanı (Columbia Icefield) keşfimiz güzel bir havada gerçekleşecekti.

Columbia Buzul Alanı’nı keşfetmek için iki tura katılacaktık; birincisinde Athabasca Buzulu’na ayak basacak diğerinde ise muhteşem Sunwapta Vadisi’ni görebileceğimiz Columbia Icefield Skywalk isimli cam platforma gideceğiz.
İki etkinlik için de Pursuit tur şirketinden destek aldık. Siz de bu turlara katılmak isterseniz Pursuit tarafından yönetilen https://www.banffjaspercollection.com/ internet sitesini mutlaka incelemelisiniz. Bu siteden hem bölge hem de turlar hakkında detaylı bilgi edinebilir ayrıca katılacağınız turlar için biletlerinizi satın alabilirsiniz.
Icefield Information Centre
Günün ilk durağı Icefield Information Centre’dı. Burası için bölgeye gelenlerin ana üssü diyebiliriz. İçerisinde otel, hediyelik eşya mağazası, sergi salonu, ufak bir sinema, geniş otopark, kafe bulunan bu kompleks enfes Athabasca Buzulu manzarasıyla da dinlenmek için muhteşem bir durak.

Tüm turların başlangıç noktası burasıydı. Biz de turumuzdan birkaç saat önce gelip kahvemizi alıp terasta oturduk. Hava serin, manzara büyüleyiciydi. Karşımızda uzanan devasa buz kütlesine bakarken hayatımda ilk kez bir buzul manzarası eşliğinde kahve içtiğimi düşündüm.
Columbia Icefield Adventure
Columbia Icefield Adventure aslında Pursuit tur şirketinden satın aldığımız turun adı. İki farklı tecrübeyi deneyimleyebildiğiniz bu tur yaklaşık 2.5-3 saat sürüyor. Tur sırasında hem buzula ayak basıyor hem de Skywalk isimli camdan platforma giderek muhteşem manzaranın tadını çıkarıyorsunuz. Şimdi gelin size biraz bu deneyimimizden bahsedeyim.
Athabasca Buzulu’na Gidiyoruz
Kahvemizin bitmesine yakın tur saatinin geldiğini fark ettik. Oturduğumuz terastan kalkıp tur otobüslerinin bulunduğu alana geçtik. Kısa bir bekleyişin ardından bizi otobüse aldılar. Bu otobüs bizi buzula götürmek için bekleyen özel araçların bulunduğu durağa götürecekti. Otobüs hareket ettikten yaklaşık 5 dakika sonra buzul için özel olarak tasarlanmış araçların bulunduğu ara istasyona geldik. Tüm yolcular olarak burada otobüsten inip diğer araca geçtik.
Bu aracın ismi Ice Explorer, yani Buz Kaşifi’ydi. Buzula giden yolda ve buzul üzerinde güvenli şekilde seyahat edebilmek için özel olarak tasarlanmış bu devasa araçların altı adet tekerleği var. Oldukça yüksek olan Ice Explorer dik yokuşları rahatlıkla çıkıp inebilsin diye özel teknik donanımlara da sahipmiş. Adeta uzay misyonları için tasarlanmış gibi.



Aracın şoförü güvenlik konusunda bizlere kısa bir bilgi verildikten sonra yola çıktık. Taşlık ve çorak bir yol üzerinde harekete başladığımızda sanki başka bir gezegendeymişiz gibi hissettim. Sonradan öğrendiğimize göre bu bölge zemin yapısı nedeniyle zaman zaman Mars çalışmaları için de kullanılıyormuş.
Yolculuk sırasında manzaramız sadece kurak bir alan değildi. Yolun diğer tarafında Athabasca Buzulu’nun uzantısı bize eşlik ediyordu. Aslında tüm bu gördüklerimiz mevsimlere bağlı olarak hareket eden buzulun şekillendirdiği görüntülerdi.



Kısa ama heyecan dolu bir yolculuğun ardından Ice Explorer’ın dev tekerlekleri buzulun üzerine çıktı. Camdan dışarı baktıkça, sabırsızlığım artıyordu; bir an önce o beyaz mucizenin üzerine ayak basmak istiyordum. Nihayet araç durdu. Sürücümüz, ineceğimiz noktaya geldiğimizi söyledi ve bize güvenliğimiz için dikkat etmemiz gereken birkaç önemli noktayı anlattı.
Sonra araçtan indik. Ve işte… Mavi gezegenimizin beyaz kalbine ilk adımı attım. Ayaklarımın altında binlerce yıllık bir buzul, önümde ise zamanın yavaşça şekillendirdiği dev bir manzara. Sessiz, soğuk ama bir o kadar büyüleyici. Hava açık ve güneşliydi; bu sayede buzun derinliklerinden gelen o eşsiz mavi tonu tüm güzelliğiyle gözlerimizin önündeydi.
Yaklaşık yarım saat boyunca bu büyüleyici beyaz dünyada kaldık. Buzulun üzerinde yürümek, onun çatlaklarında yankılanan çıtırtıları duymak ve nefes kesen manzarayı içime çekmek tarifsizdi. En unutulmaz anlardan biri ise, yanımızda getirdiğimiz matarayı o saf eriyik suyla doldurup içtiğimiz andı. Buz gibi soğuk ama bir o kadar da berrak ve lezzetliydi. Belki de hayatım boyunca içtiğim en temiz, en katkısız suydu.



Athabasca Buzulu Hakkında
Kanada Rocky Dağları’nda bulunan Columbia Buzulu’nun bir parçası olan Athabasca Buzulu vadi boyunca akan bir buzul. Dünyanın en erişilebilir buzullarından biri olan Athabasca Buzulu yaklaşık 6 km uzunluğunda ve 90-300 metre kalınlığındaymış.
Çevresel etmenler nedeniyle uzun yıllardır geri çekilen buzuldaki erime son yıllarda ciddi seviyelere ulaşmış. Bu konuda elbette yerel olarak birtakım önlemler alınıyormuş ama çekilmenin en büyük nedeni dünya çapında yaşanan iklim değişikliğiymiş.
Columbia Icefield Skywalk
Athabasca Buzulu’ndaki unutulmaz anların ardından yeniden aracımıza bindik ve turumuzun ikinci durağı olan Columbia Icefield Skywalk’a doğru yola çıktık. Burası, Icefield Information Centre’a yaklaşık 5 kilometre uzaklıkta, buzul vadisinin içinden geçen bir yol üzerinde yer alan cam bir seyir terası.
Kısa süren yolculuğumuzun ardından otobüsten indik ve cam terasın bulunduğu alana doğru yürümeye başladık. Daha birkaç adım atmıştık ki vadinin derinliği ve çevremizi saran manzaranın büyüsü bizi içine çekti. Ama asıl etkileyici an cam zeminin üzerine çıktığımızda yaşanacaktı.
Yalnızca birkaç dakika yürüdükten sonra cam seyir terasındaydık. Ayaklarımızın altında 280 metre derinliğindeki vadi uzanıyor, biz ise adeta gökyüzünde yürüyormuşuz gibi hissediyorduk. Yükseklik korkusu olanlar için zorlayıcı olsa da manzaranın güzelliği her türlü korkuya değiyordu.



Karşımızda devasa dağlar, zirvelerine kadar uzanan buzullar ve gökyüzüyle buluşan yamaçlar… Buzulun genişliği ve kalınlığı bu noktadan daha net görünüyordu. Columbia Icefield Skywalk yalnızca bir seyir terası değil, Jasper Milli Parkı’nın en etkileyici yüzlerinden birine açılan bir pencereydi.
Athabasca Buzulu keşfimin VİDEOSUNU izlemek isterseniz BURAYA tıklayın!

Önceki blog yazımı okumak için buraya tıklayın; Maligne Gölü: Yüksek Dağlarla Çevrili Mavi Cennet